13 Temmuz 2010 Salı

NOSTALJİ 2 (BİR GÜNLÜK HAYATIM)


lise 1 inci sınıfta edebiyat öğretmenimin kompozisyon dersinde 1 günlük hayatınızı yazın demesiyle oluşan satırlar.....ahhh gençlik yılları...


her akşam yatmadan önce çalar saatimi sabah saat 2,5 veya 3' e kurarım. akşam çalışamadığım derslerimi bu saatlerde kalkıp güzelce yapmayı planlarım. böylece 40 yılın başında bir okula gönül rahatlığıyla giderim diye düşünürüm. saat 2,5 olunca çalmaya başlar..ben uyku sersemi kalkıp saati kapatır 2,5' un ders çalışmak için çok erken olduğunu düşünerek saati 3,5' a kurup tekrar yatarım. saat 3,5 olunca yine çalmaya başlar. ben yine kalkar saati kapatır bu saat çok erken deyip saati 4,5 ' a kurar tekrar yatarım. doğal olarak saat 4,5 ' ta yine insanı dehşete düşüren o korkunç sesiyle çalmaya başlar. bu sefer saati sabah namazına kurar namazı kıldıktan sonra ders çalışmayı düşünerek tekrar yatarım. namaz vakti kalkar bu saate kadar çalışmadım da bu saatten sonra çalışacağım ders bana ne fayda verirki diye kendimi teselli ederek tekrar saati 7'e çeyrek kalaya yani okul saatime kurup yatarım...zaten ömrümün yarısı saat kurup kapatmakla geçer.. 7' e çeyrek kala saat çalar ben kalkar annemi ve kardeşlerimi kaldırır(malum o devirlerde evlerde tek çalar saat var) 1-2 dakika daha yatıyım deyip yatarım. 1-2 dakika 1-2 dakika derken birde saate bakarımki saat 7' yi 10 geçiyor..zaten servisimiz 7' yi 20 geçe geliyor. ben bu 10 dakika içerisinde son sürat hazırlanır elime geçen kitapları çantama doldurup, yok çorabım nerde, yok gömleğim nerde geçççç kaldım diye annemi strese sokup, babam kahvaltı yapmamama kızdığı için çayımı lavaboya döküp yumurtamı da buzdolabındaki pişmemiş yumurtaların arasına saklayıp, sonrada kahvaltı yapmış gibi dişlerimi fıçalayarak servis durağına uçarım..

genelde servise gecikmiş olarak binerim...servis şöförümüz beni dakikalarca bekler bekler.... serviste arkadaşlarla o günkü dersler, yazılı varsa yazılılar hakkında sohbet ederiz. minibüsün tekerinin patlaması veya yolların kapanıpta okula gidemememiz gibi güzel hayaller kurarız. saat en geç 8' de okulda oluruz..daha sonra kuzenlerimde gelir..birbirimizin bilmediği yeni ilginç olaylar varsa hemen birbirimize anlatırız...genelde ders zili çalana kadar gece kalkıpta yapmadığım ödevleri apar topar yapmaya çalışırım. 8,5 ' ta dersler başlar. desrlere girip çıkarız. tenefüslerde ve derslerde bol bol konuşmak en büyük hobimdir. ve acı tatlı her gün olduğu gibi sonunda o kurtuluş sesi yani çıkış zili duyulur. tüm öğrenciler sanki cennetle müjdelenmiş gibi sevinç içinde okulu terkederler. öğleden sonra servis sohbetleri çok müthiş olur. bol bol hocalarımızı çekiştiririz.

eve gelince yemeğimi yer sözüm ona ders çalışmak bahanesiyle odama kapanırım. herkez beni ders çalışıyo sanarken ben müzik dinler, bulmaca çözer, dergi okur, org çalarım...hiç kimse ben çalışırken odamın kapısını açmaya cesaret edemez.hayatta en çok kızdığım şey ders (aslında ders dışında herşey) çalışırken rahatsız edilmektir.sonra ders notu sorma bahanesiyle eda'yı yada kübra'yı ama genelde ikisini birden (sanki tüm gün okulda beraber değilmişiz gibi) telefonla ararım...saatlerce telefonda lak lak yaparız..sonra televizyon seyreder sonrada uykum geldi deyip yapmadığım ödevlerimi ve çalışmadığım derslerimi sabah 2,5' ta kalkar çalışırım deyip saatimi kurup bi güzel yatarım...
gönderen:

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder